Bugün 214 kisi bu ürünü görüntüledi

Nurü’l-Beyan

1. Hamur
Kapak: Karton
600,00 ₺ Yayıncı Liste Fiyatı : 800,00 ₺

2 İş Günü İçinde Kargoda

395 TL ve üzeri standart teslimatlı siparişlerde kargo bedava!


Kategoriler

Puanınız

Nûrü’l-Beyân, Kur’ân-ı Kerîm Tefsîrinin Türkçe Tercemesi adlı eser, Osmanlı’nın son dönem, Cumhuriyet’in ise ilk tefsir/tercüme faaliyetlerinden birisi olarak yayınlamıştı. Aynı dönemde Süleyman Tevfik ve Cemil Said’in tercümeleri de yayınlamıştır. Osmanlı’nın son döneminde yapılan Kur’ân’ı Türkçeye çevirme deneme ve tartışmalarının cumhuriyet döneminin başındaki ilk ürünleridir. Daha sonra devlet tarafından meal hazırlama görevi Mehmet Akif’e, tefsîr hazırlama görevi ise Elmalılı Hamdi’ye tevdi edilmiştir.

1924 Ramazan’ında Tüccarzade İbrahim Hilmi tarafından fasikül fasikül yayımlanmaya başlanan eserde Hüseyin Kâzım Kadri, Şeyh Muhsin-i Fânî mahlasını kullanmıştır. Hüseyin Kâzım, Nûrü’l-Beyân’ın yayınlanma gayesi olarak; bulunduğu dönemde hayatın gittikçe hızlandığını ve zorlaştığını, insanların zaman bulamadıkları ve çok fazla uğraş içinde olduklarını belirtir. Bu durum dînî bilgilenme işini iyice zorlaştırmaktadır. Ayrıca Trablusgarp (1911), Balkan (1912), Dünya Savaşı (1914) ve Milli Mücadele (1919) nedeniyle süren uzun savaş döneminde birçok yetkin insanın kaybından ve yeni insan yetiştirmek için hızlı bir model arayışından bahseder. Kısa sürede büyük miktarda bilgi edinmek için kısaltılmış, faydalı ve dönemin zihnine hitap eden, çalışılması kolay, Türkler için Türkçe yazılmış bir Kur’an tefsiri ihtiyacı vardır. Sebülürreşad’da Eşref Edib ve dönemin Diyanet İşleri Başkanı Rıfat (Börekçi), Nûrü’l-Beyân için eleştiriler kaleme almışlardır. “Kur’ân tercümesi, engin tefsir geleneğine vekâlet etmelidir.” şeklinde düşünen Hüseyin Kâzım; çalışmaya getirilen eleştirilerin hakkaniyetsiz olduğunu belirten bir dizi cevap yazmıştır. Hatta beş tefrişi özetledikleri bu çalışmada, tefsirlerin yorumuna katılmadıkları yerde, usullerinden taviz vermek için bir tefsiri seçmişler, kendi görüşlerini de dipnot olarak girmişlerdir. Hüseyin Kâzım Kadri, ekip olarak hazırladıkları Kur’ân-ı Kerîm tercümesinde hedeflerinin, anlamı herkese anlatmak olduğunu belirtmiş; amaçlarının edebî değeri yüksek bir metin ortaya koymak değil, herkesin anlayabileceği bir düzeyde vahyin anlamını olduğu gibi nakledecek tefsiri seçmek olarak vurgulamıştır. Müşkülpesent ve ayrıntılarda boğulan eleştiriler Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılabilir olma gâyesini engellemektedir.

Hüseyin Kâzım, Osmanlı’nın son döneminde; insanların zamanlarının azaldığı ve artık birçok tefsiri okuyacak vakit bulamadıkları gerekçesi ile klasikleşmiş beş tefsiri özetleyen bir çalışma hazırlamak için yola çıkar. Metni kaleme alırken kendisinin din dilini ifade konusunda eksik olduğunu düşünerek, çalışmayı Ayıntablı Mustafa Efendi’nin kaleme almasını sağlar. Bu çalışma, hem yazarın muhalif duruşu hem de dönemin tercüme tartışmaları içerisinde çok farklı eleştirilere tabi tutulmuştur. Ama hem çalışmayı günümüz alfabesine aktaran Prof. Dr. Ömer Mahir Alper’in yazdığı önsöz okunduğunda hem de Nûrü’l-Beyân tetkik edildiğinde görülecektir ki; eleştiri sahiplerinin çoğu metni okumamış, kendi kabulleri üzerinden eseri ve müellifini yargılamışlardır.

Vadi Yayınları olarak, tarihin tozlu rafları arasında gaip olmuş bu eserin hâlâ önemini koruduğunu düşünmekteyiz. Kısaca Nûrü’l-Beyân; Kur’ân-ı Kerîm’in Türkçe yazılmış kısa ve muhtasar bir tefsiridir. Daha önce yazılmış tefsirlerin tercümesi olarak değil; o tefsirlerin tercih edilen yorumlarının yeniden derlenmesi ile ortaya çıkmıştır. Tefsiri hazırlayanlar; klasik tefsirlerin yorumlarına katılmasalar bile, sırf tefsirlerin özetini yakalama gayesi ile kendi yorumlarını eklemek yerine klasik tefsirleri tercih etmişlerdir. Nûrü’l-Beyân müellifleri Kur’ân-ı Kerîm’i, modern ihtiyaçlara göre veya aydınlanmacı düşünsel çerçevede tefsir etmemiştir. Âyeti âyetle tefsir etme yolunu tercih eden bu çalışma, Kur’ân-ı Kerîm’in bütünlüğünü gözeten bir tercihle kaleme alınmıştır.

  • Kapak Türü: Karton
  • Yayın Dili: Türkçe
  • Sayfa Sayısı: 688
  • Basım Tarihi: Şubat 2020
  • Kaçıncı Baskı: 1.Baskı
  • Son Basım Tarihi: Şubat 2020
  • Ebat: 16,5 X 23,5

Yazarın Diğer Kitapları
Okurlarımız Bunları da Beğendi