https://tamadres.com/media/magefan_blog/kadin-filozoflar3.jpg

Felsefe Tarihinde İz Bırakan Kadın Filozoflar

Merve Kekeve
Ekleme Tarihi: Aralık 06, 2023

Tarih boyunca felsefe alanında çalışmalar yapan pek çok düşünür ve düşünceleri günümüze kadar ulaşmıştır. Bu noktada felsefe düşünce kitaplarının önemi büyük. Felsefenin temel taşlarını ortaya atan kişilerin genellikle erkekler olduğu bilinse de felsefe alanında kadınlar da güçlü bir yere sahiptir. Her ne kadar isimleri tarihin tozlu sayfalarında kalsa da onlar, felsefe alanında iz bırakmayı başardılar. Biz de felsefe tarihine damga vurmuş kadın filozofları araştırdık. 


Aslında filozoflardan bahsederken kadın erkek olarak ayırmak pek de doğru bir davranış değil. Sonuçta önemli olan düşüncelerdir. Ancak pek çok kişi lise yıllarında, felsefe derslerinde, yalnızca erkek filozoflarla tanıştı. Durum böyle olunca da akıllara ‘’ kadın filozof yok mu? ‘’ ya da ‘’ neden kadın filozof yok? ‘’ soruları gelmeye başladı. Pek çok kadın filozof düşüncelerini
felsefe kitapları aracılığıyla aktarmayı başarsa da bazıları hakkındaysa yeterli bilgiye sahip değiliz.


İşte felsefe tarihinin en önemli kadın filozofları;


Krotonlu Theano


Tarihte bilinen ilk kadın filozof olmasında dolayı kadın filozoflar arasında önemli bir yere sahiptir Krotonlu Theano. MÖ 600 – 550 yılında yaşadığı tahmin edilen Krotonlu Theano, Pythagoras’ın (Pisagor) eşi ve öğrencisidir. Geometri, matematik ve felsefe alanlarıyla uğraşmış ve ardından eşinin ölümünden sonra Pythagoras Okulunu yöneterek kızlara da ders vermeye başlamıştır.


Krotonlu Theano’ya göre; ruh yeniden doğacaktır ve bunun için de erdemli bir hayat sürmek gerekir. Ruh, maddeden ön planda olmalıdır. Müzik ve matematik sayılardan oluştuğu için önemlidir çünkü düzeni sağlayan unsur da sayılardır. Evrenin sayılardan kurulduğunu öne süren filozof, reenkarnasyon öğretisini savunmuştur.



Miletli Aspasia


MÖ 460’lı yıllarda Milet’te doğduğu tahmin edilen Miletli Aspasia, o dönemdeki pek çok kadına göre daha eğitimli ve bilgilidir. Sokrates’in hocası olduğuna dair rivayetler de bulunuyor. Hatta Sokrates’in diyalog yöntemini Miletli Aspasia’dan öğrendiği rivayetler arasındadır. Platon, Aristophanes, Xenophon gibi düşünürlerin eserlerinde de Aspasia’nın adı geçmektedir.


Hitabet alanında uzman olan filozof, dönemin siyasetine de yön vermiştir. Aspasia’nın evi, felsefecilerin buluşma noktası haline gelmiştir. Ancak çeşitli suçlara maruz kalarak davalık olmuştur.  




İskenderiyeli Hypatia


Antik Çağ’ın en meşhur kadın düşünürü olan İskenderiyeli Hypatia aynı zamanda gökbilimci ve matematikçidir. Felsefe, matematik, astronomi, geometri eğitimleri alan düşünür, daha sonra bu alanlarda dersler de vermiştir.


Yunan tarihçi Socrates Scholasticus’un Historia Ecclesiastica eserine göre; Hypatia, İskenderiye Valisi Orestes ile İskenderiye piskoposu Cyril arasında anlaşmazlıklara yol açtığı ve politik işlere karıştığı için Kıptî Hristiyan bir çete tarafından öldürülmüştür. 


Bu trajik olay, özellikle Aydınlanma Dönemi’nde oldukça popülerleşmiş ve Hypatia, bir efsane haline gelmiştir. Kimilerine göre gerçek, kimilerine göreyse kurgusal olan bu efsane günümüze kadar ulaşmıştır. Ayrıca İskenderiyeli Hypatia’nın hayatı Agora filmiyle beyaz perdeye aktarılmıştır.



Bingenli Hildegard


1098 yılında Almanya’da doğan Bingenli Hildegard, Orta Çağ’ın en önemli kadın filozoflarından biridir. Kadınların felsefe ve teolojiyle ilgilenmesine pek müsaade edilmeyen bir dönemde yaşamasına rağmen felsefe tarihinde iz bırakmıştır.


Tarihteki ilk feministlerden biri olarak kabul edilen ve mistik felsefenin kurucusu olan Bingenli Hildegard’ın kurduğu manastır, erkeklerin kontrolünden kurtularak bağımsızlık kazanmıştır. Bu, o dönemin şartlarında devrim niteliğinde bir hareketti.


Hildegard’a göre tanrı ve kozmos arasında görkemli bir bağ bulunuyordu. İlahi Eserler kitabında da insanın kozmosla aynı özellikler taşıdığını dile getirmiştir ve onun ‘’ İnsan, evrenin bir parçasıdır. ‘’ sözü de bu görüşünü destekliyor. 



Isotta Nogarola


Rönesans kadın filozofları arasında önemli bir yere sahip olan Isotta Nogarola, ilk büyük kadın hümanisttir. Adem ve Havva Üzerine Diyalog adlı kitabı, cinsiyet kimliği ve kadın doğası tartışmalarının kapılarını açmıştır. 


Kendi kişisel gelişimine büyük önem veren Isotta Nogarola, hayatını bilim ve aydınlanma uğruna çalışmalar yaparak geçirmiştir. Yalnız bir hayatı tercih ederek hiç evlenmeyen Nogarola, 48 yaşındayken hayata veda etmiştir.





Mary Astell


En önemli kadın filozoflardan biri de, Mary Astell. Amcasından aldığı felsefe ve matematik dersleriyle kendini geliştirmiştir. Düşüncelerinde Descartes ve Locke’un etkileri hissedilir. Kadınların da akıl sahibi olduğunu ve eğitimi hak ettiklerini dile getiren Astell, evlilik kurumunun felsefi temellerini de eleştirmiştir. 


Mary Astell’ın en meşhur sözü ise; ‘’ Eğer bütün insanlar özgür doğmuşsa nasıl oluyor da bütün kadınlar köle olarak doğuyor? ‘’ 





Fatma Aliye Hanım


Ülkemizin ilk kadın filozofu ve romancısıdır. Kadın kahramanlara yer verdiği eserleriyle ön plana çıkan Fatma Aliye Hanım’ın günümüzde kullanılan 50 TL’nin arkasında portresi bulunuyor. Edebiyat hayatına Georges Ohnet’in Volonte romanını Meram adıyla çevirmekle başlamıştır. Bu romanı ise Bir Hanım imzasıyla yayımlamıştır. Fatma Aliye Hanım, ilk romanı,
Muhadarat’ı kendi adıyla 1892 yılında yayımlamıştır. 


Düşünceleri ve yaşam biçimiyle ilk kadın, kadın hakları savunucularından biridir. Dönemin koşulları göz önünde bulundurulduğunda düşüncelerini özgürce dile getirdiği için son derece de cesurdur. Kadın ve erkek eşitliğine inanan ve bunu savunan Fatma Aliye Hanım, kadın ve erkeğin aynı eğitim olanaklarından yararlanmasını dile getirmiştir. Çok eşli evliliği de karşı çıkarak boşanmada kadınların da söz sahibi olması gerektiğini savunmuştur.


Bu Blog’u Sosyal Medya’dan Paylaş